Securities and Exchange Commission (SEC), Ripple’a karşı açtığı davada temyiz başvurusunu geri çekmeye karar verdi ve bu, uzun süredir devam eden yasal anlaşmazlıkta önemli bir dönüm noktası oldu.
Kripto para birimleri konusunda uzman avukat John Deaton‘a göre, bu hamle, XRP tokenlerinin dijital varlıklar olarak değerlendirilmesi gerektiğinin ve finansal menkul kıymetler olarak değerlendirilmemesi gerektiğinin kesin teyididir.
Summary
Ripple (XRP) davasında çapraz temyizin önemi
SEC’nin temyize gitmeme kararı, yıllardır yasal suçlamalarla karşı karşıya olan Ripple için önemli bir zafer anlamına geliyor.
Bu karara rağmen, şirkete XRP’nin uygunsuz satışı nedeniyle 125 milyon dolar ödemesini emreden bir mahkeme kararı askıda kalıyor. Ancak, SEC’in temyiz başvurusunun dosyalanmasıyla birlikte, Ripple cezanın miktarını azaltmak için bir anlaşma müzakere edebilir.
XRP yatırımcılarını SEC’e karşı yasal savaşta temsil etmesiyle tanınan Deaton, Ripple’ın artık müzakerelerde bir avantajı olduğunu düşünüyor.
“Her şey değişti”, avukat belirtti, kripto para endüstrisinin önemli bir dönüşüm geçirdiğini ve SEC’in sektöre yönelik yaklaşımını değiştirdiğini vurguladı.
Bu olayda kilit unsurlardan biri, Ekim 2024’te Ripple tarafından sunulan çapraz başvurudur.
Deaton’a göre, SEC bu temyiz hakkında bir karar vermekten kaçınmak istiyor, çünkü bu komisyonun yetki alanını sınırlayabilir ve devam eden diğer anlaşmazlıkları etkileyebilir.
Bu durum, Ripple’a cezanın miktarını gözden geçirme veya daha uygun koşullar elde etme konusunda önemli bir pazarlık gücü sağlar.
Yasal zaferine rağmen, Ripple hala yargıç Analisa Torres tarafından verilen bir ihtiyati tedbirle karşı karşıya. Bu karar, potansiyel menkul kıymet yasası ihlallerini önlemek için şirketin XRP’yi kurumsal yatırımcılara satmasını engelliyor.
Deaton, Ripple için şu anda en büyük zorluğun bu kısıtlamayı aşmak ve XRP’yi doğrudan ABD bankalarına sağlamak olduğunu vurguluyor. Bu engel, yasal sürecin sonraki gelişmelerinde kritik bir nokta haline gelebilir.
Ripple, bir Amerikan şirketi olarak kalıyor
Önemli bir nokta, Deaton’a göre, Ripple’ın SEC tarafından açılan davaya rağmen Amerika Birleşik Devletleri’ni asla terk etmemiş olmasıdır.
Ripple CEO’su, Brad Garlinghouse, şirketin Amerikan karakterini vurgulayarak şirketin konumunu güçlendirmeye çalışabilir.
“Amerika hükümeti ve Biden yönetimi tarafından bir dava açıldı, ancak Amerika’da doğmuş bir şirketiz ve onu asla terk etmedik“, Garlinghouse’un söylediği iddia edildi.
Bu unsur, düzenleme otoriteleriyle gelecekteki müzakerelerde kilit bir rol oynayabilir.
Deaton, SEC’in Ripple’a karşı dava açtığı anı, kripto para sektörüne bir saldırı olarak hatırlıyor. Ona göre, bu sadece Ripple’a karşı izole bir mesele değildi, fakat tüm kripto ekosistemine yönelik daha geniş bir sinyal idi.
Avukat ayrıca Elizabeth Warren ve Gary Gensler gibi kişilikler tarafından teşvik edilen düzenleyici sıkılaştırmaya atıfta bulunarak, bunun kriptovalutaların gelişimini engellemek için geleneksel finans endüstrisinin daha geniş bir stratejisi olduğunu düşündüğünü belirtti.
Sonuç
SEC’in Ripple’a karşı temyiz başvurusunu geri çekme kararı, şirket ve kripto para sektörü için önemli bir dönüm noktası anlamına geliyor.
Her ne kadar 125 milyon dolarlık ceza ve XRP’nin bankalara satışıyla ilgili ihtiyati tedbir kararı sorunu çözülmemiş olsa da, bu zafer Ripple’ın kripto dünyasındaki önde gelen şirketlerden biri olarak konumunu güçlendiriyor.
Yeni dinamikalar devredeyken, XRP’nin geleceği daha umut verici görünüyor ve SEC’in kararı, sektördeki diğer yasal anlaşmazlıklar için önemli bir emsal teşkil edebilir.